Lenf kanseri, lenf sisteminde üretimi gerçekleşen kan hücrelerinde tümör oluşumu sebebiyle meydana gelen ciddi bir hastalıktır. Lenf kanserinin son 25 yıldır tedavisi ve korunma yollarında hızla gelişme sağlanabilmektedir. Lenf kanserinin erken dönemde teşhisi oldukça güçtür. Dolayısıyla lenf bezlerinde şişlik gözlemlenmişse ve bu şişlik inmiyorsa mutlaka vakit kaybetmeden doktora başvurulmalıdır.
Lenf kanseri belirtileri nelerdir?
Lenf kanseri ilk aşamalardaysa yaşanan belirtiler tıpkı nezle ve grip gibi hastalıkların belirtileriyle birbirine benzer olur. Bu nedenle de teşhisi zorlaşabilir. Yalanan belirtiler şu şekilde sıralanabilir;
- Boyun ve koltuk altı lenf bezlerinin sık sık şişmesi, Kulak, kasık ve karın şişliği olabilir. Ancak bu şişlikler genellikle çoğu kişi tarafından fark edilemez.
- Şişen lenf bezlerinin baskı yaptığı organlarda ağrı hissi
- Gece terlemesi
- Yüksek ateş
- Karın bölgesinde kramp
- Anormal kaşıntılar
- Halsizlik
- Bademcik şişmesi
- Baş ağrısı
- Nefes darlığı
- Ani ve açıklanamayan kilo kaybı
- İştah azalması
- Göğüs ağrısı
- Geçmeyen öksürük
- Çoğu iltihap hastalıkları lenf bezlerinde şişmeye sebep olabilir. Eğer yaşanan şişlik günler geçmesine rağmen inmiyorsa lenf kanseri söz konusu olabilir. Bu nedenle vakit kaybı yaşanmamalı ve bir doktora başvurulmalıdır.
Lenf kanseri neden olur?
Lenf kanserinin neden geliştiği kesin şekilde bilinmemektedir.
Fakat bazı kişilerde daha sık görülmesine sebep olan risk faktörleri vardır. Bu faktörler;
Yaş: Lenf kanserinin bazı türleri özellikle 60 yaş üzeri kişilerde daha fazla görülür. Bu türler genelde Non-Hodgkin türleridir. Diğer türler ise 20'li yaşlarda ve 55 yaş üzeri kişilerde daha fazla rastlanır.
Radyasyon ve kimyasallar: Radyasyona ve bazı kimyasallara maruz kalmak lenf kanseri riskini arttıran bir etkendir.
Bağışıklık sistemi: Bağışıklık sisteminin zayıf olması lenf kanseri için risk faktörüdür. AIDS ve organ nakli sebebiyle baskılayıcı ilaçların kullanımı bağışıklık sisteminin zayıflamasına sebep olarak lenf kanserini tetikleyebilir.
Otoimmün hastalıklar: Bağışıklık sistemi bazı durumlarda herhangi bir hata sebebiyle vücutta hücrelere saldırabilir. Bu durumda doğuştan gelen birtakım hastalıklar lenf kanserine zemin hazırlayabilir.
Bulaşıcı hastalıklar: Helicobacter bakterisi ve Barr virüsünün yol açtığı bazı iltihaplı hastalıklar lenf kanseri riskine yol açabilir. Örneğin öpüşme hastalığı, hepatit B ve C hastalıkları lenf kanseri riskini arttırır.
Genetik yatkınlık: Aile içinde lenf kanseri vakası olan kişilerde lenf kanseri gelişme olasılığı yüksektir.
Lenf kanseri tedavisi nasıl yapılır?
Radyasyon tedavisi: Radyasyon tedavisinde hastada gelişen kanser hücrelerini yok etmek için enerjisi yüksek ışınlar hastaya verilir. Yüksek ışınlar kanser gelişen lenf bezlerine verilir. Eğer kanserin başka organlara yayıldığı da düşünülüyorsa radyasyon bu organlar içinde kullanılır. Haftada beş gün kullanılır ve birkaç hafta devam edilir.
Kemoterapi: Kanser gelişen hücreleri yok etmek için oldukça kuvvetli ilaçların kullanılmasıdır. İlaçlar kan dolaşımına ulaşarak tüm vücutta etkili olur. Kemoterapide kullanılan ilaç ve dozuna göre yaşanan yan etkiler değişir. Damar yolu, ağız yolu ve bölgesel şırıngalar kullanılabilir. Tedavi birkaç gün döngü şeklinde gerçekleştirilir. Eğer kanser diğer organlara yayılmışsa doz arttırılabilir.
Biyolojik tedavi: Bağışıklık sistemi tedavisi olarak bilinen biyolojik tedavi, bağışıklık sistemini kuvvetlendirmeye yönelik uygulanır. Radyasyon ve kemoterapiye göre yan etkileri daha hafiftir.
Lenf kanseri için kullanılan biyolojik tedaviler
Monoklonal antikorlar: Antikorlar vücutta zararlı etkenlerle mücadele oranını arttıran bileşenlere verilen addır. Monoklonal antikor ilaçlar antikorların hedeflenen lenf kanserine daha çabuk ulaşmasını sağlar.
Sitokinler: Bağışıklık sistemini kuvvetlendiren ilaçlardır.
Kanser aşıları: Bağışıklık sisteminin kanserli hücreyi kolaylıkla tanımasını sağlar. Lenf kanserine erken evrede tanı konulmuşsa kanser aşıları oldukça etkili olur.
Kök hücre nakli: Lenf kanserinde diğer tedavilere rağmen cevap alınamamışsa uygulanan bir tedavi şeklidir. Tedavisi yapılmış ancak yeniden nüksetmiş hastalar için tercih edilir. Kök hücre nakli nedeniyle hastanede uzun süre yatış gerekebilir. Yüksek dozda kemoterapiyle beraber uygulanabilir. Beraberinde kemik iliği ve kan nakline ihtiyaç duyulabilir.
